Hürrem Sultan 1506 yılında doğup 1558 yılında 52 yaşındayken vefat etti. Osmanlıca yazılışı خرم سلطان
Kanuni Sultan Süleyman Han'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesidir.
Lehistan Krallığı'nın sınırları içerisinde bulunan Rohatyn'da[3]
doğdu. 14 yaşındayken Tatar akıncılar tarafından 1520 tarihinde
Rohatyn'den kaçırılmış[1], Kırım Hanı'nın himayesine girmiş ve daha
sonra Osmanlı sarayına sunulmuştur.
16. yüzyıl kaynaklarına göre kızlık ismi bilinmiyordu. Ama daha
sonraki kayıtlara geçen iddialara göre mesela 19. yüzyılın Ukrayna'daki
ilk kayıtlarına göre (!) Anastasia (Kısaca Nastia) Polonyalıların
geleneğinde, Aleksandra Lisowska olarak bilinir. Genelde Hürrem Sultan
ya da Hürrem balsaq sultan olarak bilinirdi; Avrupa dillerinde Roxolena,
Roxolana,Roxelane, Rossa, Ruziac, Türkçe'de Hürrem (Farsça kökenliخرم
Khurram), neşeli olan kişi ve (Arapçada Karima -كريمة) Soylu olan
kişianlamına gelir. Roxelana, onun gerçek ismi olmayabilir ama takma adı
onun Ukraynalı soyuna ait olan (Günümüze ait yaygın isim Ruslana) ve
doğu slav ismi olan, Roxolany ya da Roxelany, şimdiki Ukrayna halkında
15. yüzyıldan sonra kullanılıyordu.
Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim gördü. Güzelliği, zekası ve
becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi. Harem kadınları ve saray
ileri gelenleri arasında da kendine yer edindi.
Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir kız, dört oğlan çocuğu
doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldürüldü. İkinci
oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocukları da Beyazıt ve Cihangir
Şehzadelerdir. Kızı Mihrimah Sultan'ı Rüstem Paşa ile evlendi.
17 Ağustos 2013 Cumartesi
Hürrem Sultan
Fatih Devri'nde Topçuluk
Fatih Devri'nde Topçuluk
Sesli Dinle
Ateşli silâhlar, 14. yüzyılın başlarından itibaren ordularda
kullanılmaya başlandı. Çap ve sayı itibariyle fazla bir değer ifade
etmese de, bir harp silâhı olarak top, daha çok sesiyle düşmanı ürkütmek
için kullanılan bir silâhtı. Onun surları ve büyük kaleleri yerle bir
edebileceği akıldan bile geçirilmiyordu. Sultan 1. Murad (1362-1389)
devrinden itibaren ateşli silâhlar, Osmanlı ordusunda kullanılmaya
başlandı. Sultan 2. Murad (1421-1451) devrinde, teknolojideki gelişmeler
neticesinde Edirne'de sabit bir tophane inşâ edildi.
Gençlik yıllarından itibaren ateşli silâhlara ilgi duyan Fatih Sultan Mehmed'in saltanat yıllarında (1452-1481) topçuluk çok ileri bir seviyeye yükseldi. Ateşli silâhların tahrip gücüne inanan Osmanlı hükümdarının, askerî teknolojiye merakı ve bu sahada çalışma yapanlara verdiği değer, Avrupa devletleri tarafından biliniyordu. Fatih, ateşli silâhlar hakkında Batı'da neşredilen eserleri ve yapılan deneyleri yakından takip ediyordu. Fatih'le birlikte topçuluğun ehemmiyetini daha fazla idrak eden Osmanlı ordusu, erken dönemlerden itibaren gelişmiş top imalâthanelerine sahip oldu. Tecrübeli mühendisler ve ustalarla, irili ufaklı çok sayıda topun dökümü gerçekleştirildi ve ordu bu silâhlarla teçhiz edildi.
Gençlik yıllarından itibaren ateşli silâhlara ilgi duyan Fatih Sultan Mehmed'in saltanat yıllarında (1452-1481) topçuluk çok ileri bir seviyeye yükseldi. Ateşli silâhların tahrip gücüne inanan Osmanlı hükümdarının, askerî teknolojiye merakı ve bu sahada çalışma yapanlara verdiği değer, Avrupa devletleri tarafından biliniyordu. Fatih, ateşli silâhlar hakkında Batı'da neşredilen eserleri ve yapılan deneyleri yakından takip ediyordu. Fatih'le birlikte topçuluğun ehemmiyetini daha fazla idrak eden Osmanlı ordusu, erken dönemlerden itibaren gelişmiş top imalâthanelerine sahip oldu. Tecrübeli mühendisler ve ustalarla, irili ufaklı çok sayıda topun dökümü gerçekleştirildi ve ordu bu silâhlarla teçhiz edildi.
Etiketler:
fatih sultan mehmet,
ilk dökme top,
osmanlı,
top,
topçuluk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)